İşitme Kaybı, İşitme yolu, sesin kulak kepçesi ve dış kulak yolundan girişiyle başlar ve bu sesin kulak zarı üzerinde titreşim oluşturarak, orta kulak kemikçikleri vasıtası ile iç kulağa aktarılmasıyla devam eder. İç kulağa kadar mekanik bir enerji şeklinde gelen ses, iç kulaktaki işitme siniri hücreleri vasıtasıyla elektrik enerjisine dönüştürülür ve işitme siniri yoluyla beyine ulaştırılır. Dolayısıyla çocuklarda veya yetişkinlerde işitme kaybı; işitmenin izlediği bütün bu yolların (dış kulak yolu, orta kulak, iç kulak, işitme siniri veya beyindeki işitme merkezi) herhangi birindeki bir sorundan kaynaklanabilir.
Çocuklarda işitme kaybı çok önemlidir. Konuşma gelişimi, bebek veya çocuklarda ancak iyi bir işitmenin varlığıyla mümkündür. Özellikle doğum sonrası ilk 2 yaş çocuğun konuşma gelişimi için en önemli dönemdir. İşitme ile çocuk, sesleri tanımayı, taklit etmeyi ve böylece dil gelişimini sağlar. İşitme kayıp düzeyi ne kadar fazla olursa konuşma gelişimi de o derece kötü olur ve ileri düzey kayıplarda konuşma gelişimi mümkün olmaz.
Çocuklardaki duyma sorunları aile tarafından nasıl fark edilmelidir?
Doğumdan sonraki ilk 6 aylık dönemde bebekler gürültüde uyanmıyorsa ve seslere tepki vermiyorsa şüphelenilmelidir. Bu dönemde normal duyan bebekler yüksek seslere karşı göz kırpma, sesin geldiği tarafa doğru yönelme şeklinde tepki verirler.
Altı ay-bir yıl arası dönemde çocuğun konuşma sesi çıkarması ve dış ortamdan gelen konuşma seslerine tepki vermesi beklenir. İşitme kaybı varsa konuşma sesleri kaybolur ve ses kaynağına yönelme olmaz.
Bir yaş-iki yaş arası dönemde;
- çevre seslerine ilgisizlik
- seslenmelere cevap vermeme
- yüksek sesle televizyon izlemegibi sorunlar ortaya çıkar.
Çocuklu çağındaki en sık işitme kaybı nedenleri:
Doğuştan (kalıtımsal) işitme kayıpları en sık nedenlerdendir. Tek başına bir işitme kaybı olarak karşımıza çıkabileceği gibi başka hastalıklarla da beraber (görme sorunları, kalp ve böbrek sorunları gibi) bulunabilir (sendromik işitme kayıpları).
Annenin gebeliği sırasında işitmeye zarar verici ilaçlar kullanması, gebelikte annenin veya doğum sonrasında bebeğin geçirdiği enfeksiyonlar (kızamık, kızamıkçık, menenjit, toksoplazma, sitomegalovirüs gibi) işitme kaybı yapabilir.
Akut ve kronik orta kulak iltihapları, kulakta sıvı birikimi bebek ve çocukluk döneminde sık görülen işitme kaybı nedenlerindendir.
Bunların dışında dış-orta-iç kulağın doğuştan yetersiz gelişimi, kulakta oluşan tümörler, kistler vs diğer işitme kayıp sebepleri olarak karşımıza çıkarlar.
Çocuklarda işitme kaybı nasıl tespit edilir?
Ülkemizde de uygulandığı şekliyle her yeni doğan bebeğin doğum sonrası ilk günler içinde bir takım işitme tarama testlerinden geçirilmesi, doğumsal işitme kaybının erken tespiti için oldukça önemlidir.
İşitme kaybı şüphesiyle gelen bir bebekte aileden tam bir hikaye alınması, bebeğin muayenesi, daha önce yapılmamışsa tarama testlerinin yapılması (oto akustik emisyon, ABR gibi), diğer tanısal odyometrik testler, gerektiğinde kan tahlilleri, genetik testler, tomografi veya MR gibi görüntülemeler yapılmalıdır.
İşitme kaybı tedavisi nasıl yapılmalıdır?
Bebek ve çocuklarda ne kadar erken tespit edilir ve tedaviye başlanırsa, işitme kaybına bağlı oluşabilecek sorunlar da o kadar azaltılmış veya yok edilmiş olur. Tedavi, kaybın gerekçesine göre değişiklik gösterir. Orta kulak iltihaplarında antibiyotik tedavisi, kulakta sıvı varlığında gerekirse kulak zarına tüp yerleştirme, kulak zarında delik oluşumu durumunda kulak zarı yerleştirme operasyonu, doğumsal işitme kayıplarında işitme kaybının ciddiyetine göre işitme cihazı uygulaması, cihazın yetersiz olduğu durumlarda biyonik kulak ameliyatı (koklear implant) uygulaması bu tedavi şekillerinden bazılarıdır.
Hedefimiz; doğuştan var olan bir işitme kaybının ilk üç ay içerisinde tespit edilmesi, 6 aylıktan itibaren işitme cihazı kullanılmaya başlanması, işitme cihazlarının yetersiz olduğu durumda ise (özellikle ileri derece işitme kayıplarında) bir yaş civarında biyonik kulak ameliyatının yapılmasıdır. Bu şekilde çocukların normal dil ve konuşma gelişiminin sağlanması ve yaşıtlarıyla aynı okullara gidebilmesi mümkün olur.